
Ümraniye escort bazı pencereler vardır; ışığı hep geç yanar, hep erken söner. O pencerelerden birinin arkasında yaşayan Ceren, gecenin bitmesini sert seven sabırla beklerdi. Yirmi dört yaşındaydı ama aynaya baktığında gördüğü yüz, gençliğini çoktan geride bırakmış gibiydi. Gözlerinin altındaki morluklar uykusuzluğun, omuzlarındaki ağırlık ise taşıdığı hayatın iziydi.
Ceren sabaha karşı eve döndüğünde, sokaklar yeni yeni uyanmaya başlardı. Fırınlardan yayılan ekmek kokusu, okula giden çocukların sesleri… Hayat herkes için devam ediyordu. Onun içinse gün, tam da o anda bitiyordu. Ayakkabılarını kapının önünde çıkarır, küçük mutfağa geçip bir bardak su içerdi. Sonra yatağa uzanır, tavanı izlerdi. Uyku bazen hemen gelmezdi; gelmediğinde geçmişini düşünmemeye çalışırdı.
Ümraniye vip escort geldiğinde her şey geçici olacaktı. Ama borçlar, yalnızlık ve destek eksikliği onu bu noktaya getirmişti. Ceren bu hayata “isteyerek” girmediğini kendine defalarca anlatmıştı. Ama zamanla nedenler, yerini sadece hayatta kalma çabasına bırakmıştı.
Gündüzleri dışarı çıktığında kendini ikiye bölünmüş gibi hissederdi. Bir yanda herkes gibi sıradan biri olmaya çalışan Ceren, diğer yanda anal seven gecelerin yükünü taşıyan Ceren… İkisi de can yakardı. Kimse onun her gece eve sağ salim dönmek için ettiği sessiz duaları bilmezdi.
Bir gün, Ümraniye escort bir otobüs durağında beklerken genç bir anneyle sohbet etti. Konu havadan sudan açılmıştı. Kadın gülümsüyor, bebeğini sakinleştirmeye çalışıyordu. O birkaç dakikalık sohbet, Ceren’e uzun zamandır hissetmediği bir şey yaşattı: normal olmak. Eve döndüğünde bunu düşündü. “Ben hâlâ normal bir insanım,” dedi kendi kendine.








